İçeri girince "oh be insan gibi hissettim" dedim.Annem çok güldü lakin doğru:)Alışveriş gibisi yok.Küçük bişey olsada aldığım zaman kendimi özel hissediyorum.Birde baktım Gratis açılmış Agoraya.Amanın o nasıl bir koşuştur gören çöldeyim su buldum sanır öyle bir sevinç öyle bir ışıltı..Tabi en küçük detaya kadar inceledim.8 Martta alınabilecekler listesi yapmaya çalıştım.Dayanamarak 'the balm'dan far aldım.Nasıl bişeyse şimdiden ürünler tükenmiş beğendiğimi bulamadım artık başka birini aldım bende.8 martta Mary lou yu alıcam sanırsam bulabilirsem saat 9 dan itibaren kuyruk olmuş kadınlar olmazsa filan.Tahminimce kadınlar toplaşıp Sephora ,Gratis ve Watsons'ı yağmalayacaklar.O sebepten ezilme tehlikesi geçirmemek için hangi saatte gidilecek iyi düşünülmeli.
Bu arada hayatımda ilk kez kozmetik malzemeleri satan bir kızı sevdim arkadaş bile oldum resmen.Demek ki neymiş önyargı kötü bişeymiş:)Aldığım farı öyle sevdiki nerdeyse hediye edecektim öyle şeker ve içtendi.Darısı diğer mağazaları başına..Bide bu aralar payetli mini eteğe taktım. Kış İndiriminden arıyorum yazın giyicem diye.Böyle bir tuhaflık olamaz.Deli gibi arıyorum aylardır.Taktım mı fena takıyorum.Bir türlü bulamadım istediğim şeyi.Sanırsın tüm yaz o etekle dolaşıcam.Düşünsene öyle hastaneye gidicem filan.Haha aslında neden olmasın bir devrim yaratmış olmazmıyım.Diktiricem kardeş sonuç bu.O eteğin içimde kalmasından iyidir.
Evlilik tuhaf şey böyle bir cenin gibi sanki zamanla organları kemikleri filan oluşuyor, başka bir varlık haline geliyor.Ben öyle hissediyorum yani.Evliliğimizin bir karakteri var mesela kimi çiftler "asla birbirimizden ayrılmadık bir gün bile" der ya bizde tersi birlikte olmaya bayılıyoruz ama son derece özgür tipleriz gidelim ailelerimizle zaman geçirelim,kalalım seviyoruz böyle şeyleri.Biliyoruz ki aileler kıymetli,birlikte geçen her an önemli..Tabi sorunlar elbette oluyor mesela biraz farklı şeyler yapsak isteğindeyim son zamanlarda.Bir yerlere gitsek,değişiklik olsa filan..bakalım:)
Bu 80ler nasıl güzel bir dizi ya..Nasıl samimi,sıcacık,içten.O zamanlar ne güzelmiş insanlar,komşular,ilişkiler..Şu an nasıl bir dünya yaşadığımız farkında mısın blog?Ben 5 yıldır evliyim 2 ev değiştirdim ve hiç komşum olmadı.Bir kişi bile gelip hoşgeldin,bir şeye ihtiyacın var mı demedi.Oysa hep evdeyim öyle çok bekledim ki biri gelir,çağırır,bir yakınlık gösterir diye..Yan komşumu tanımıyorum,esnaf ölü zaten öyle bir kavram kalmadı,marketler var artık.Kimse kimseye güvenemiyor ki..iş arkadaşları desen nasıl kuyu kazılır tek işleri bu.Ne garip ki tek sosyalleşebildiğim derdimi açabildiğim insanlar bu blogda.Çünkü ben onları onlarda beni seçtik.Yakın olduğumuz, benzediğimiz,birbirimizi anldığımız için seçtik yinede keşke görüşüp bir çay içebileceğim,misafir olabileceğim dostlar,komşular olsaydı..
Bazen gerçekten çok yalnızım..Bazen de çok kalabalığım ama hayat her şekliyle güzel..
10 yorum:
Ne kadar içten,ne kadar doğal yazmışsın. Yazdıklarını okumak çok hoşuma gitti.
Hani bahsettiğin 80'ler dizisindekileri ben bizzat yaşadım, herşey tam da anlatıldığı gibiydi. Küçük ama mutlu dünyaları vardı insanların...
Mesela düb akşamki böümde anlatılanların hepsi doğru:
Evet sütçü amcamız vardı, kapıda alırdık sütü.
Evet banyo haftada bir ve sıra ile yapılırdı.
Kışın sobanın üstüne ekmek kızartmak, kestane yapmak en sevdiğim şeydi.
Bakkal amcamız vardı...
Ve hepsinden önemlisi çok sıcak komşuluk ilişkileri olurdu apartımanlarda, kesinlikle şimdi olmayan...
Şimdi insanlar belki daha yanlız ama internet sayasende de tüm dünya gözlerinin önünde:)
Cafenohut
hoşgeldin seni burada görmek çok güzel:)teşekkür ederim güzel sözlerin için.ah o sobanın üstünde kızaran kestane lezzeti..ne olursa olsun o keyif yakalanamaz bence:)
Bende seksenler dizisine çok hoşuma gidiyor benimde çocukluğum seksenlerde geçtiği için o günleri hatırlıyorum evet şimdilik komşuluk tamamen öldü.Benim var komşularım ama görüşecek vaktim yok maalesef..Çok güzel bir yazı olmuş.sevgiler derya
Sevgili Derya
merhaba:)benimde çocukluğum o günlerde geçti ama çocukken insan pek anlamıyor sanırım o zamanlar insanların vakti çoktu sanırım şu an hayat öyle yoğun ki..
çok teşekkür ederim.
Büyük şehir yanlızlığı galiba anlattığın, İstanbul'da yaşadığım dönemde neredeyse 15 yıl aynı apartmanda oturdum, asansörde karşılaştıkça merhabadan öteye gitmedi komşularımla ilişkim, sonra Datça'ya yerleştik..Buralar hala 80'ler gibi...İlk zamanlar insanların ilgisi garip gelmişti ama şimdi çokseviyorum..
Miacığın seni yeeerr! <3
8 mart benim doğum günüm milena'm biliyor musun :)
ben de kendime balmdan bi şeyler alsam iyi olucak mutlu ederim kendimi ihi :)
hem sen yalnız değilsin!
Sahildeki ev
merhaba adına bayıldım bu arada:)insanın içini açıyor başka yerlere götürüyor..Ne güzel söyledin küçük yerlerde yaşamak lazım bu devirde datça inanılmazmış..çok duydum malesef gidemedim:(bende senin gibi yapıcam sanırım şehiri bırakacağım mutluluğu yelken açacağım:)
Miam canım
doğum günün kutlu olsun..çoook güzel bir yaş olsun inşallah.The balm en iyisidir bence de:)
bende sana katılıyorum
Adsız
teşekkürler:)
Yorum Gönder