30 Eylül 2011 Cuma

Sakar Şirin..

Dünya üzerindeki en sakar, en dikkatsiz tiplerden biriyim..Çevremdeki herkes bunu bilir ve sürekli şu sözleri duyarım"aman dikkat et milena ya bak yine başını(ayağını,kolunu vs herhangi bir uzuv olabilir)çarptın"yada "of  insan o kabloya nasıl takılır kızım dikkat etsene lütfen" yada "aman tamam sen bırak ben yaparım dökersin sen şimdi amanaann durr"demeye kalmaz emin olun:) 31 yıl oldu şu vücudun kapladığı alana hala alışamadım kafam nerde, uzuvlarım nereye sığar hala bilemiyorum..ya gülmeyin valla çok acıklı bir durum 5 yaşında çocuk bile benden dengelidir o derece yani..bana her yer dar!!

Dünden beri seriye bağladım sakarlıkları ve artık çok gıcık bir hal aldı durum..dün misafirler geldi kahve yapacağım nasıl olduğunu anlamadan foşurt diye cezve ocağa,dolaba ve yere döküldü nasıl demeyin ben böyleyim millet ocakla yetinir ben yaptımmı dünya yerinden oynar..sonra pencereye kafamı çarptım ki doktorlarım   (aman sakın kan sulandırıcı kullanıyosun dikkat demelerine rağmen binlerce kez)hiç dememişler gibi bacaklarım kollarım dayak yemişim gibi mosmor!boşver dedim geçti. Bugün çanta almaya gittim mağazaya bir açtım amaann o da ne kredi kartımın yerinde yeller esiyor..bu kez de eksik kalan tek yerim suratım kızardı, morardı en son kesin sarardı tabi panikten..napcam ya şifre mifre var ama adamlar neler yapıyo yok artık evden çıkmıyorum nasıl çalınır bu ya..ağlama, sızlama,herkesi arama safhalarından sonra aklıma geldi ki başka bir çantam daha vardı yazlıkta..off allahım bir insan evladı kendine nasıl bu kadar işkence edebilir?

Son olarak da makarna yapayım derken çubukların bir kısmının tencere yerine ocağa boşalması, onları alayım derken birinin tutuşmaya ve yanmaya başlaması ve ufak bir yangın söndürme operasyonundan sonra anladım ki ben bu işlerin adamı değilim..3.5 senedir deniyorum tamam ortaya güzel şeyler çıkıyor valla ciddiyim oluyor ama çıkana kadar verdiğim savaşı Kanuni Mohaçta vermemiştir(hani dedi ya öğleden ikindiye bitti savaş diye dizide canım bilmiyormuş gibi yapmayın:)

Benim bir an önce düzelip iş hayatına geri dönmem lazım.Yoksa ne ev kalacak ne apartman valla konu bensem şehre kadar varabilir olay dikkat yani..

Hadi gideyim de son savaşımın ganimetinden yiyeyim bari..sakarlık insanı acıktırıyor:)

28 Eylül 2011 Çarşamba

Neden Ben?



Benim bir inancım var çok güçlü çok sağlam bir inanç bu.Şöyle bir baktığımda kendime,insanlara ve dünyaya hep aynı şeyin doğrulandığını görüyorum.Şöyle özetleyeyim bence "Hayattaki her şeyin bir nedeni vardır ve bu neden sonuçta bizi olmamız gereken yere götürür".Bu konuda çok yazıldı,çizildi;kimisi inandı kimisi inanmadı.İnananlar dahil bazen ben bile "neden ben? neden bunlar benim başıma geliyor?" diye sorar zaten sormayan da ya Buda olur ya Mevlana kısaca artık aşmış ,ermiş dediğimiz insanlar başlarına gelen herşeyi sakinlikle kabul ederler.

Hepimizin bir amacı vardır hayatta,kimi bir ilişkiye adar hayatını kimi çocuğu olmasını ister hep,kimi para peşinde koşar,kimi sanatı için her şeyi yapar.Bazılarının hayalleri gerçekleşir bazıları hatta çoğumuz tökezleriz ve hayatımız yön değiştirir bir bakıverirsiniz ki imkansız olmuş her şey.Bizde bir söz vardır "hayırlısı olsun" nasıl önemli aslında..hep söylenir ama gelde yaşayana anlat dünya yıkılıyordur içi paramparça olmuştur o kişinin yola nasıl devam edeceğini bile bilmez,kimin başına gelmemiştir ki bu ..

Duyar gibi oluyorum kimisi de diyor ki şimdi "yeterince istememiştir isteseydi olurdu".İstemek,inançla kovalamak önemli bende buna inanıyorum ama istemek bile o akışı değiştirmeye yetmiyor bazen.Benim gibi hasta olup hayatta istediği herşeyden bir anda kopan insanlar ne olacak o halde?İsteyelim evet çok isteyelim her zaman ama ben yaşadım ve deneyimledim ki bazen hayat bambaşka beklenmedik bir zorlukla dikiliyor kapıya 'hayır' diyor 'sen böyle istiyorsun ama bu yolda gitmen aslında yalnış şimdi farketmesen bile sen bu dünyaya başka bir şey için geldin tüm bunlar senin olman gereken insana dönüşmen için bir sınav ve bir gün bunu farkedeceksin,sabret göreceksin'

Ben bunu yaşadım işte hasta olduktan sonra içimdeki asi,ele avuca sığmaz kız dingin,sevgi dolu,eskisinden çok daha verici ve ailesinin kıymetini bilen genç bir kadına dönüştü.Yoğun bir aşk ve güvensizlik acısından sonra hayat karşıma elini bana uzatmış,gerçek aşk kavramını kafamda oluşturan bir melekle tanışmamı sağladı şimdi hala isyan etsem de ara sıra "sabret diyorum kendime,senin yolun bu hayatın tadını çıkarmaya bak yalnızca, daha kimbilir neler çıkaracak karşına"..

25 Eylül 2011 Pazar

Özlemek..

                         
                                       


Gece çökmüş hüzünlerimin üstüne..yıldızlar bir bir kayıp gitmiş avuçlarımdan senin ardından.Oysa ne güzeldi ardına gökkuşağının tüm renklerini takıp gelişin,gülümsediğin an renkler sardı dört bir yanımı..Sonra sarıldın bana her zamanki gibi ,hiç gitmeyeceksin hiç ardından bakıp gözyaşıma saklanmayacakmışım gibi..O an işte tam da o an kokunu çektim içime ;o eşsiz tüm kokuların anlamını yok eden kokunu..hani o yalnız ,karanlık, acılı gecelerimde yastığımda aradığım kokunu..gece uyanır seni arardım ama bilirdim, daha gözlerimi açmadan aklıma düşerdi yokluğun çünkü sen olsaydın önce kokun gelirdi bana, yanımdaysan önce derin bir nefes çekerdim içime ,sanki nefes alabilmem o kokuyla anlamlıymış gibi sonra yetmezdi, gelir yanına seni koklardım en sevdiğim yerden sonunda dayanamaz öperdim ,sen hafif açardın gözlerini bakar gülümserdin bilmeden..

işte benim hayatım o anlarda saklı sevdiğim,sen elimi tuttun beni ölümden çekip aldın .Sen,yaşama gücüm oldun,varlığım gözlerinde anlam buldu. Bu hayattan giderken anladım aşkın ne olduğunu gerçek gücün aşk denilen duygudan geldiğini gösterdin bana ve hayat kıvılcımları tutuştu içimde yeniden .Sen kırılan dallarımı onardın benim,köklerim indi derinlere ki esen rüzgarlar sarsamadı beni kolayca.Seninle varlığım yeniden şekillendi öldüm ve yeniden doğdum ben..seninle,sana aid ve daima senin..

Sen bilmezsin uyurken geceleri seni izlediğimi , Tanrıya gönderdiği armağan için nasıl teşekkür ettiğimi,her sabah gözlerimi açtığımda seni gördüğüm an nasıl şükrettiğimi..Bu sabah gözlerimi açtığımda seni buldum bana bakarken "ne güzel şeysin sen"dedin bana sen bilsen seninle güzelim ben,sen geldiğin an ruhum canlanıyor benim ışıklar,sesler,renkler hep seninle birlikte..sen yoksan gölgeler var sadece..Hiç gitme olur mu sen hiç gitme sabahtan akşama özlerken seni,sensiz günler geceler tüketiyor beni..

22 Eylül 2011 Perşembe

Kıskançlık..


Şimdi bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diye soracaksınız Haklısınız sormazsanız ayıp olur:)Dün huzurluyum aman çok mutluyum diyen kadın kıskançlık diye başlık atıyor bugün..kabul ediyorum ben biraz dengesizim.Gerçi dengeli kim onu da bilmiyorum.Özellikle kadınsanız ve vücudunuz da binbir çeşit hormon dolaşıyorsa ne zaman ne yapacağınızı sizde dahil kimse kestiremez:)

İnanın hiç bir şey yoktu gayet huzurlu mutlu köpeğimi sevmiş yılın ilk yağmurunun kokusunu içime çekmiş yeşilin yağmurdaki güzelliğini hayranlıkla izlemiş ve o duygularla yatağıma yatmıştım.Sonra abuk subuk bir rüya gördüm,rüyamda bana facebook u yasaklayan sevgili sevgilim(Ayşe Arman'a katılıyorum sevgilim kocamdan daha sıcak duruyor)siteye girmiş oradan abuk subuk kadınlarla konuşmaya başlamış filan ..rüya denmez tabi buna kabusların en berbatı korku filmi gibi bişey!öyle de gerçek hissettim ki kan ter içinde uyandım ve hemen bilgisayara koştum tabi nasıl bir sayfa açmış olabilir diye babamın hesabından araştırma yaptım özellikle hıh tamam kesin bu dediğim bi hesap oldu.Nereden bu sonuca vardım diye sorarsanız fotosu onunla ilintiliydi yani sevdiği birşeydi diyeyim yaşadığımız şehir aynıydı listeyide onun zevkine uygun görünce tamam dedim bu..yaa gülmeyin lütfen..acayip saçma biliyorum acaba paranoyak mıyım dersiniz???yada şöyle deyin onu hergün görememek başına vurmuş....ne yapayım her gün milyonlarca kadın gözle kaşın arasında aldatılırken ben adamdan bu kadar uzak kalınca binlerce tilki beynimi kemiriyor işte..


Sonra ne mi yaptım.Gecenin köründe mesaj çektim"ne yaptığını biliyorum artık beni kandıramaycaksın" dedim teli kapattım..tabi sabahın altısında kalkan zavallı pandiş sabah mesajı görünce bir tür kabus sanmış bakmış gerçek sonrada sakin bir mesaj yazmış aşkım neren çıktı yine bunlar rüyanda mı gördün filan diye..saatler sonra açtım teli zavallım gayet alışkın olduğu için böyle tuhaf hallere "ben o bilgisayarı iş için kullanıyorum başkada bilgisayarım yok biliyorsun ama ne istersen yap al bilgisayarcıya götür ne bileyim inanmazsan program kur takip et adım adım ama artık anla senden başka bir şey düşünemiyorum.."deyince ben koptum tabi..


Bu erkek milleti sanırım bizi sakinleştirebilmek için gerekli kılavuz bilgileriyle doğuyor..yoksa o halde ben kendimden gayet emin bir durumdaydım her nasılsa saçmaladığımın farkında bile değildim..öyle tuhafım ki bazen kendimi çözmek için bana da bir kılavuz gerekiyor:)

21 Eylül 2011 Çarşamba

Huzur..







Başlarken ilk izleyicilerime yürekten teşekkür ediyorum.Daha fazla yazmam için güç verdiler.Özellikle Leah..sağol kardeşim.

Gelelim konu başlığına huzur.Son zamanlarda başıma ard arda gelen tüm felaketlerden sonra Allahın benim ruhumun dengelenmesi için tüm şartları bir araya getirdiğini farkediyorum..en huzur duyduğum yerdeyim bu yazlık-çiftlik diyebileceğim yer hayatımın merkezi..özenle ellerimle diktiğim çiçeklerim,hep isteyip sonunda kavuştuğum hamağım,çimenlerim ve benim için dünyanın en güzel en sevimli köpeği aşkoşumla beraber annem ve babamla cennette yaşıyormuşuz gibi hissediyorum.Öylesine huzur doluyum kısaca..kocam hafta içi uğruyor haftasonuda burada kalıyor tamam onu özlüyorum ama biliyorumki bu durum geçici bende buranın tadını çıkarıyorum.

Köpişimi görmenizi isterdim dünya tatlısı simsiyah bir kırma..annesi kurt babası labrador iyiki de öyle olmuş yoksa böyle güzel olmazdı.kucağımda büyüttüm keretayı şimdi geldi 7 yaşına hala bebek gözümde..hepimiz için öyle annemi görseniz sanırsınız ki bebek seviyor şöyle "nerdeymiş benim karaoğlum?mamanı yedin mi tatlım?suyunu içmeyi unutma olur mu?"aynen böyle konuşuyor sorular soruyor o da öyle zeki ki aradaki kelimeleri seçiyor maması nerede diye bakınıyor sonra koşarak suyuna gidiyor öyle şeker..ama fobik..siz hiç fobisi olan köpek gördünüz mü?bizimkisi koridora giremiyor kapalı alan sevmiyor veterinere gidince o koca köpek ağlamaya başlıyor..hem çok komik böyle bacaklarını yere sürtmesi kenardan kenara kaçma ve veterinerdeki o metal sedyeden atlama çalışmaları hem de hüzünlü çünkü ben ağlıyorum o acı çekiyor sıkılıyor diye..annelik halleri..onun dışında çok mutlu herkese göre bir sevme biçimi var bir kere aileye mutlak pati verilecek alınmazsa bacağınıza kolunuza nereye gelirse konulacak öyle seviyor..beni yalar öpmeye çalışır,babamla hafif dövüşür,kocama yere yatar o uzun uzun sevsin diye kardeşime pek yüz vermez karşılıklı öyleler,anneminse sürekli elini takip eder çok yemek verdiği için..Kısaca en büyük huzur kaynaklarımdan biri de o.Bir evcil hayvanın yaşamınızı 5 yıl uzatabildiğini biliyor musunuz?

İnsanın sağlığının huzur ve mutlulukla direk bağlantısı var burası kesin.Ben buraya iyileşmeye geliyorum resmen,havası suyu herşeyi iyi geliyor..tavsiyem sizin de böyle kaçış yeriniz olsun en az bir tane..deniz kenarı mı olur,dağ başımı olur,belki de kendi eviniz,odanız kimbilir?ama hiçbir yerde huzur bulamıyorsa insan işte o zaman çok kötü..bu kez içte de dışta da yapılması gereken büyük değişiklikler var demektir.Yoksa zarar görürsünüz hem de çok..tabi bir de nereye gitse huzur duyan hatta huzur götüren insanlar var onları tebrik ediyorum ve saygı duyuyorum.(mutlu azınlık)

20 Eylül 2011 Salı

Tekrar Merhaba

 Selam sevgili blog..seninle hala teke tek bir sohbet halindeyiz.Genel anlamda hayatta da böyleyim..kendim ve ben,kimse yok etrafımda sanırım hiç kimse hasta bir insanın sönük hayatıyla ilgilenmek istemiyor,yaşamanın paylaşmanın en önemli yanı ortak noktalar değil mi?herkes aşık,herkes çalışıyor,herkes eğleniyor ama az insan benim kadar hasta..olsun ben mutluyum yinede sadece birilerinin beni okumasını anlamasını istemişim meğerse bunu farkettim baktım ki bloggerlar konuşuyorlar birbirleriyle dertleşiyorlar hatta görüşüyorlar oysa ben tekim burada da .Hastalığım bulaşıcı değil meraklanmayın diyesim var:)zaten damar tıkanıklığı nasıl bulaşır ki saçmaladım. Bu arada hayatımın bir kısmı hastanede geçsede dışarıda hala her şekilde eğlenebilen ve çok çok daha keyif alabilen biriyim.


Uzun zaman oldu yazmayalı bana asırlarrr gibi gelen aylar yine yatakta geçmiş çoğu zaman 10 günlük bir hastanede yatış daha ev taşıma maceraları ama şimdi iyiyim..pandişle tatile bile çıktık fethiyeye gittik inanılmaz doğaüstü bir yer..her saniyesi için şükrettim beni hayatta tuttuğu için..bu arada ev aldık ama kocam takıntılı olduğu için(küçük evde boğuluyor gibi oluyormuş orta büyüklükte aslında) ve ben saçma sapan yener bunu kesin diye düşündüğüm için ısrar ettim evin herşeyi yapıldı ve bizimkisi ben yapamayacağım taşınalım dedi kiraya hemde annemden çoook uzağa önce reddettim ve evliliğim bitme eşiğine geldi baktım acıya dayanamayacağım tamam dedim deneyeceğim senin için..taşındık ama ben annem ve babamla yazlıktayım o da ailesiyle hala..saçma sapan bir flört dönemine dönüş yaşıyoruz.çünkü ben çalış(a)mıyorum onunda kazandığı para anca kredi vede kirayı bide aydatı karşılıyor o kadar..


Yok bu blog olayı böyle uzun ara verince olmuyor..hayatımda bir sürü şey oluyor ben boş vakti çok olan bu yüzden çok okuyan çok film izleyen çok fikri olan bir tipim ama buraya her gün yazmadığım için hayat özeti çıkarıyomuş gibi hissediyorum.


Hımm merek edersin söyleyeyim 4 adet ameliyat izim var ama mümkün olduğunca küçük hatta o organ nasıl çıkmış valla bilmiyorum:)yinede mayokini mayo filan aldım sonra bir gün giydim amaan dedim ya şişman teyzemler bile o göbeklerle giyerken benimkisi saçmalık oda benim özelliğim olsun dedim çektim bikinilerimi yaşasın özgürlük!!!bana ne insanlar ne derse desin hayat boyu takmadım şimdi mi takıcam..ama hala denize gidesim var yaz bitti tabi ben türkiyenin en güzel en sıcak illerinden birindeyim kıskandırmak gibi olmasın da yinede girmesem sanki daha iyi olacak..delirmenin lüzumu yok..yine yazarım çok uzun olmasın sıkıyor bence..