5 Ocak 2016 Salı

Hastaneden sevgiler

Selamm aslında çok da yazacak durumda değilim ama çok sevdiğim insanlar canlarım beni merak etmişler sormuşlar uzun olmasa da yazacağım 
Kortizon yüzünden gözümde katarakt oluştu çok az görmeye başladım 2 gözümde kötü zar zor yazıyorum kusurum olursa affola
Şu an hastanedeyim ameliyat için geldim ve tabiki şu ortadaki meşhur virüs buldu beni 3 gün gözümü    
Açamadım yemek imkansız zaten acı ateş içinde kıvrandım dün ateşim düştü ama feci bir öksürük ciğerde ötme var antiviral verdiler iyileşmeye çabalıyorum o kadar şeyden kurtuldum gripten gitmem heralde ateşim düşmese korkardım da işte şükür
Kendinize iyi bakın kalabalıktan kaçın ben böyle çirkin virüs görmedim tüm aileyede bulaştı herkes yatıyo ni yerlerde dua edin nolur da şu sıkıcı hastaneden sapasağlam kurtulayım
Çook öptüm

28 Ağustos 2015 Cuma

Neşeli günler..

Blogcum çok özlendiğini bil önce:)
en son çok iç karartıcı yazmışım.Durum da gerçekten kötüydü.Şu ansa hayatımın en güzel dönemlerinden birini yaşıyorum.O korkunç ilacı tüm doktor dayatmalarına karşın şiddetle reddettim.Kendim hakkında en çok şeyi ben biliyorum;vücudumu tanıyorum,vereceğim tepkileri biliyorum.O ilacı kaldıramayacaktım ve hayatımda olmasını istediğim başka şeyler vardı.O isteklere ulaşmak içinse o ilaç bir engeldi.Şu an bana engel olmayan,hayatımı gayet güzel sürdürmeme izin veren başka bir ilaç kullanıyorum.

Büyük süprizlere hazır ol blogcum.Şu an söyleyemem, daha çok yeni, hem de geleneksel olarak henüz söylememeliyim.Gerçi anlayan anladı:)ama olsun açıkça yazmayacağım.Umarım çatlamam.Çünkü son aylarda neler yaptığımı,okuduğum kitapları,yaptığım alışverişleri,dereyi görmeden paçayı sıvamalarımı anlatmamak için kendimi çok zor tutuyorum.Neyse bekleyin. Coming soon:)

Bu yaz da kış gibi geçti.Gel git,gel git..Sanırım ancak hostesler benim kadar uçuyorlardır.Bu sene çok denize giremedim,girmek istemedim.Hayatımda bu yazki kadar sıcak görmedim.Nefes alınmıyor,yürünmüyor,uyunmuyor o derece.Deniz bile hamam suyuna dönmüş.Bu yıl denizi,kumsalı çok sevemedim.Bir hafta kadar gittik acayip ateşlendim.Yok yani bu yıl anlaşamadık denizle.


Urla her zaman muhteşem.Bağ bozumu Festivalimiz yapıldı.Standlar,yemekler,yarışmalar,müzikler..Urla benim cennetim.Burada yaşlanıp,ölmek istiyorum inşallah.Sanat sokağımız bence Alaçatı'nın o vazgeçilmez sokağından çok daha orjinal ve özel.O kendine has salaşlığı,her yerdeki sanat kokusu,kitaplar,antikacılar..Yolunuz İzmir'e düşerse Urla burada hep sizi bekliyor unutmayın.

Urla iskelede Deniz Altı Cafemiz var mesela ki sanırım ünü epey yayılmış durumda.Aşkımla son yıldönümümüzü orada kutladık.8.yıla girdik blog tam 7 yılı bitirdik.Hayatımın en güzel 7 yılını kocamla geçirdim ondan öncesini eksik kabul ediyorum.İyi ki beni seçmiş,beni tamamlamış,beni sevmiş..Deniz Altı diyordum nerelere geldim:)hemen denizin kenarında ve dekorasyonu,yemekleri muhteşem.Karides güveçi şiddetle tavsiye ederim.Tabi içebiliyorsanız herkes bira-kalamar ikilisini tercih ediyor genelde:)

Aslında bitirmesem sabaha kadar yazarım ama bir yerde noktayı koymalıyım.Yakında çok farklı,eğlenceli,çoook umut dolu yazılar gelecek inşallah.

Sizi Seviyorum.






6 Mart 2015 Cuma

UMUT IŞIĞI..


Eveeet blog.Döndük yine aynı yere..Aslında hep olduğumuz ama zaman zaman görmezden geldiğimiz,etkilerini hafifletince yok saydığımız o yere..Hastalığın tam içine..


Kardeşim boşanıyor.Tanışma hikayelerini,muhteşem düğünlerini anlattığımdan beri 2 yılı geçmiş ve bazen olmuyor işte.Düğün rüya gibi olsa da,her şey peri masalıyla başlasa da sürmeyince sürmüyor.

Onun bir damla gözyaşı için dünyayı alt üst edebilecekken böyle acı çekmesi içimi her gün yaktı.Sinir,kin,üzüntü atmak istesem bile yakamı hiç bırakmadı.Taşınma stresi,uzaklık,başka bir şehir derken hastalığım alt üst olmuş.İzmire sadece basit bir kontrol için gelmiştim ama iki haftayı geçti geri dönemedim.O doktordan diğerine sürüklendim.Kanım çok düşmüş,tüm tahlillerim allak bullak olmuş.Yine de kortizonu çoğaltırım geçer havasındaydım ama kortizon artık yetmiyor dediler.Zaten kemiklerim,kaslarım,gözlerim mahvolmuş durumda yüksek doz kortizondan.Tamam dedim az bir zaman verin bir bebek yapacaktım planlamıştım sonrasına bırakalım ama olmadı olmuyor işte..

Dönüşten bir gün önce kardioloğa gittim kalbimde bir sıkıntı hissedip,hastalık bu kez kalbime el atmış.Tıbbi adı başka ama bir çeşit kalpte apse başlamış küçük şu an ama büyürse beni çok rahatlıkla öldürebilir.Sanki yeterince organım hasta değilmiş gibi şimdi de kalp katıldı aralarına.Panik yapacak birşey yok ilaçlar geçirecek dediler ama kullanmamı istedikleri ilaç senelerdir direndiğim ölüme varan yan etkileri olan, bağışıklık sistemini ters yüz eden bir ilaç.Bu kez direnemedim artık direnmek istemedim.Rapor çıkar çıkmaz ilacı almaya başlayağım.Serum şeklinde veriliyor haftada 1 kez sanırım 4 kez almam gerekecekmiş.

Hastalığımı tam olarak sıfırlama garantisi de yok ama denemek gerekiyormuş en azından uzun bir rahatlık dönemi olacakmış ki umarım öyle olur.

Artık böyle bir hayat istemiyorum,öyle bir noktaya geliyor ki insan böyle devam edeceğime bitsin o zaman diyorsun.Ya normal insanlar gibi yaşayabileyim yada bitsin.Bu kadar hasta olmak garip bişey diğer tüm insanlara korkunç gelen ilaçlar,tahliller,acı çekmek,ölüm fikri o kadar yakın ki istesen bile acayip gelmiyor en temel içgüdülerini bile yitiriyorsun.

Umarım herşey iyi gider.Belki hastalık gider ve geri gelmez.Belki bundan sonra sadece karaciğerimin yarattığı sorunlarla uğraşırım.Vücudum durmadan bana karşı saldırmaz.Umarım..

İşte adım bu yüzden umut ışığı zaten.Hep uzakta bir umut ışığından ibaret hayatım.Görüp ulaşmaya çalıştığım bazen başardığım bazen başaramadığım.

Bunu da yeneceğim..Buraya kadar geldim devamını da getireceğim.Pes etmek yok.Kaç kez yendim ben ölümü bu kez de yenilmeyeceğim...


12 Şubat 2015 Perşembe

HABERLER..

Şekerparem,bal kaymağım,canımın içi bloğum beni affetmen için umarım bu güzel sözler iyi bir başlangıçtır.Geçen sene boyunca tek bir yazı yazmışım,çok ayıp etmişim,bana hiç yakışmadı ama çok acayip günler geçirdim.Babamın kazası,ameliyatı,fizik tedavisi ,iyileşme süreci sonra pandişin 10 ay süren işsizliği,evimizden ayrı kalışımız amaaaan çok zordu işte.

Şu an bambaşka bir yerdeyim.İnsanın aklından geçmeyecek şeyler başına geliyormuş gerçekten.Pandişim İzmirde iş bulamadı daha doğrusu bulduğu işleri beğenmedi.Zor beğenen kociş:)Neyse sonunda inanılmaz sınavlardan geçerek büyük,iyi bir firmaya kabul edildi.işsizliğin ne boyutta olduğunu cidden bu iş görüşmesinde öğrendim.Çünkü 3500 kişi arasından seçildi.Yani yaptıkları testler,mülakatlar filan sanki NASA ya astronot alıyorlar havasındaydı:)Kısaca başka bir şehire geldik.Adını söylemiyorum.Gizem gizem..istanbula yakınız artık.Arabayla gidebiliyoruz kısa zamanda.Bu iyi tabi özellikle havaalanında İzmire istediğimiz zaman gidebilmek önemliydi bizim için.

Durumum malum.Her şehre gidebilecek gibi değilim.Bulunduğum yerde büyük bir hastane,iyi doktorlar olmalı,çok soğuk olmamalı vs.Allaha şükür bu şehirde hepsi var.Üstelik arada karda yağıyor.
Yuppi!!!taşınmamızda 1 gün sonra kar yağmaya başladı ama nasıl yağmak,nasıl güzel yağmak..İşlerin arasında öyle bakakaldım kara.Kocamaan bir pencerem var.Önüne oturup manzara izlemelik tam.Bir de bu kez dubleks evimiz.Çok şirin bir çatı katı var hep istediğim gibi.Tabi tüm evlerimiz geçici bu belli.Pandişin işi yüzünden çok kalıcı olabileceğimizi sanmıyorum.Bisle hep şakalaşırdık.Abla siz bir karavan alın derdi.Valla haklı:)

Yani tek başımayım blog.Senelerdir ilk kez yalnızım.Tabiki kocam var.Akşamları eve geliyor çok şükür ama haftanın 6 günü çalışıyor.İzmirde ki hayatım malum sürekli ailemleydim.Uzağa taşındığımda bile her haftasonu Cumadan onlardaydık,genelde de birlikte kalıyorduk.Ben onlardaydım pandişte zaten çok yakın çalıştığı için oraya geliyordu.Şu an tuhaf geliyor bu kadar uzakta olmak ama açıkçası mutluyum da..Yay burcu olmanın iyi tarafı her türlü değişime kolaylıkla uyum sağlayabilmek birde gezmeyi,değişik yerleri çok sevmek.Evimin tüm sorumluluğu  bende, koşuşturup duruyorum.Büyük olduğu için biraz zorlanıyorum ama mutluyum.

Bu şehir ve çevresi tam bir doğa harikası bence.Her Pazar Pandişle gezmeye gidiyoruz yakın yerlere.Yeni yerler keşfetmek süper.Bir de İstanbul da Viaporta gittik.En büyüklerden bile değilmiş sanırım ama cidden bana çok büyük geldi.Mağazalar inanılmaz büyüktü.Metropol böyle bişeymiş demek.Elbette İzmiri özlüyorum.Dünyanın en güzel şehri izmir kesinlikle ama istediğim zaman gidebilirim değil mi?Birde İzmirle bu şehir ve hatta İstanbul inanılmaz farklı.Bize Gavur demelerinin nedenini az çok anladım.Biz baya baya çıplağa yakın dolaşıyoruz sokaklarda yav:)!!Ben ne giyeceğimi bilemedim saygısızlık olsun istemedim çünkü insanlar çok kapalı.Sonra kendim gibi giyindim yani zaten çok acayip giyinmem de tayt kazak filan ama güzel yanı kimse yargılayıcı bakmıyor birbirine bunu çok sevdim.

Bir de ben Youtube a fena takığım.Artık alışkanlık haline geldi.Bazı kanalları sürekli seyrediyorum ama özellikle bir kanal var ki benim tüm annelik içgüdülerimi ayağa kaldırdı.Adı Sacconejolys .Youtube kanallarına takılıyorsanız bir bakın derim.Bayılacaksınız.iki dünya tatlısı bebişleri ve 6 köpekleri olan bir aile.Çoook şekerler.Evet evet annelik içgüdülerim ayakta ve uğraşıyoruz  heralde blog.Kolay değil ama dur bakalım yakında iyi haberler yazabilirim beni bekle?


SENİ VE TÜM CANKUŞLARI ÇOOK SEVİYORUM..

17 Temmuz 2014 Perşembe

I'm Back:)

(2) Tumblr
Imm benn şeyy..Ne desem bilemiyorrum blog utanç içindeyim şu an sana yazmaya hakkım yokmuş hissi var.Hani çok yakın dostunu aylarca aramazsın da arayınca utançtan yerin dibine girersin aynen öyle.Şu oldu , bu oldu ama bahaneleri hiç sevmem işin özeti canım yazmak istemedi gerçekten o modda hissetmedim kendimi ve zorlarsam tamamen anlamı yitirmiş olurdum zaten.

Neyse şöyle bir yılbaşı sonrası özeti yapmak lazım.Öyle çok şey oldu ki tabi ki haber özeti gibi hızlı hızlı sıralayacağım mecburen.İlk flaş ocak sonunda kociş işten ayrılmak zorunda kaldı. Adamı taaa nerelere atamak istediler, olmadı tabi o gitse ben gidemem. Orada bana bakacak doktor bulamazdım zaten.Olayın üstünden 6 ay geçti hala iş arama durumundayız.Bir şekilde idare ediyoruz maddi durumu. Tazminat almıştı,işsizlik maaşı var,zaten evde kalmıyoruz filan.Bakalım bişeyler çıkacak inşallah.

Bu arada da babam bir kaza geçirdi; hepimiz yazlıktayken merdivenden düştü ve dizini kırdı ama öyle böyle değil çok kötü kırdı dizi paramparça olmuş doktorların söylediğine göre.10 gün hastanede yattı ameliyat oldu .Bu sırada babamın bütün işleri bize kaldı pandiş ve ben idare ettik herşeyi.Çok yorucu ve üzücü bir dönemdi.Babamın tüm ihtiyaçlarını gidermeye çalıştık,annem hastanede refakatçiydi. Apar topar acile yatınca bavul hazırlamak,hastanede ihtiyaç duyabilecekleri en ufak ayrıntıya kadar dikkat etmek,babamın işlerine koşmak her şey bize kaldı.Babamın üzülmemesi ve o dönemi atlatması çok önemliydi.Çok şükür ameliyatı harika geçti sonrasındaki iyileşme sürecinde de çok dikkatliydik.

Alçı çıktıktan sonra fizik tedavi dönemi başladı Neredeyse 2 ay devam etti.Asıl olay fizik tedavide zaten çünkü öyle bir ameliyattan sonra diz işlevsiz kalıyor hatta bacakta..Bacağı incelmişti kasları tutmuyordu,dizi hiç kıvrılmıyordu.Çok şükür şu an koltuk değneksiz yürüyebiliyor,dizi tamamen açılmasada kıvrılabiliyor,şişlik neredeyse tamamen gitti,araba kullanabiliyor ve artık işlerini kendi yaptırabiliyor.Tam 4 ay sürdü bu hale gelmesi..Çok korktuk,üzüldük ama şükür artık mutluyuz.

Bu arada ben çok iyiyim.Allahın bana verdiği bir güçle ve kortizon denen hapın büyüleyici etkileriyle hayatımı neredeyse normal insanlar gibi sürdürebiliyorum.Tabi bu arada kemik erimesi ve baya bir kilo almam gibi yan etkileri olmuş olabilir amaaann çok da tınnn:)Yine de durum kötüleşirse diye iyi bir hastanenin karaciğer nakil komitesi pazartesi benim durumumu tartışmaya karar verdi ama doğrusunu isterseniz yapalım şu nakli bile deseler peki oldu sıkıldım bu karaciğerden iyiydi ama yenileme zamanı deyip ameliyat olacak değilim.Sonuçta diğer insanlar gibi kötüleşmeyi, başka bir şansım kalmamasını, artık tamam demelerini beklemeyi düşünüyorum.Bana fikrimi değiştirecek çok çarpıcı bir savla gelmezlerse tabi..

Yaz nasıl geçiyor dostlar?ben seviyorum bu mevsimi biliyorsunuz.Çiçekler,bahçedeki sebzelerim,deniz,karpuz,börülce bu mevsimle ilgili herşeye bayılıyorum.Her zamanki gibi hareketli geçiyor yaz.Yarın annemle,babamı götürüp kumlara gömeceğim.Birinin dizini birinin boynunu tedavi etmek lazım:)Onlar kumdayken bende suda koca kortizon göbişimle uğraşabilirim belki.Her göbek eriyorda kortizon göbişi erimiyor a dostlar:)

Bu arada bol bol okudum keşişler,budizm,tarih en sevdiğim şeyler işte..Bol bol izledim.Youtube,Sinema ve diziler.Dr.House un 8 sezonunu da bitirdim.Düşündüm dedim ki hiç hastane,doktor görmüyorum biraz izleyeyim bari:)Valla normal insanların hoşlandığı dizileri beğenemiyorum bir türlü  baktım baktım bana bu olur dedim çok da sevdim.Hatta hasta oldum Dr.house a acayip güzeldi bitince üzüldüm o derece.Dizi tavsiyesi olan var mı?

Valla epey uzun yazdım beklediğimden.İnşallah bu bu bir başlangıç olur da artık daha sık yazarım.Umarım.Beni hep merek eden soran Candost Deep'e sonra BİS'e ve Emelciğime çok teşekkür ederim.

Hepinizi çok sevdiğimi söylemiştim dimi?

31 Aralık 2013 Salı

Yeni yıl..


Lena Poledica - Слике на профилу | via Facebook
 


Çok şükür 2013 den bugün kurtuluyoruz..Kıyamet kopmadığı için minnettarım çünkü artık beklemeye başlamıştım.Kötü bir yıldı.Hepimiz için,ülkemiz için,dünya için..

2014 ün geçirdiğiniz en güzel yıllardan biri olmasını dilerim,çok sağlıklı,bol aşklı,paralı,huzurlu süper bir yıl olsun inşallah.

Mutlaka bir yeni yılda yapılacaklar listesi vardır herkesin.Bende bu yıl daha erken kalkabilmeyi böylece günde 3 öğün yiyebilmeyi ve düzenli yürüyüş yapabilmeyi umuyorum:)Bunları sürekli umuyorum ama hiç başaramadım.Bir baykuştan bünyesini değiştirmesini kimse istemiyor ama bana herkes aynı şeyi söylüyor. Sanırım haklılar..Deneyeceğiz yapacak bişey yok.

Birde bu sene çocuk hakkında ciddi konuşmaların,araştırmaların vakti geldi diye düşünüyorum.Hadi hayırlısı.Dua edin nolur benim için..

Bu yılda hayatımın en büyük rengi sizlerdiniz.Zor zamanlarımda destek oldunuz,başım sıkışsa biliyordum ki konuşacak birileri hep vardı.Sizi çok seviyorum dost cankuşlarım..

MUTLU YILLAAARRR...

19 Aralık 2013 Perşembe

En Sevdiğin (mim)

Mim yapmayalı o kadar uzun zaman olmuş ki nasıl yapılır unutmuşum.Canım Miam beni mimlemiş önce bir sorulara öyle bakıp kaldım sonra eskiden ne çok mim yaptığımı nasıl zevkli olduğunu hatırladım..bakalım neler çıkacak:)

Wall Photos1-)En sevdiğin renk? Mor.Çünkü çok gizemli,farklı,çarpıcı..

2. En sevdiğin çiçek? off zor soru tam bir çiçek delisiyim.Ama lilyum bir başka sanki..

3. En sevdiğin yemek / sebze / içecek?
Acayibim ama ben tam bir sebze tutkunuyum.Börülce yemeği en sevdiğim. /Valla börülce ve bamya diyeceğim buna.Ya Egeli olduğumu bilmeyen biri okusa hemen anlar şu an:)  / hımm çok seçeneğim yok açıkçası gazlı içecekler yasak,içki zaten yasak ben tuzsuz ayran diyeyim:)


4. En sevdiğin yerli / yabancı şarkı?
Hiç bir Türkçe albüm benim için Sertab gibi kadar iyi olmamıştır.Gariptir ki en az satan albümü.Acayiplik bende sanırsam.Hayatımın şarkısı İncelikler Yüzünden..



Yabancı şarkı Carl Orf Carmina Buranadan oh fortuna:)opera fazlasıyla sevdiğim için.Bunun dışında da tuhaf bir geçiş ama Metallica Nothing else matters.
 
5. En sevdiğin komedyen?
Ferhan Şensoy.Aşığım kendisine..

6. En sevdiğin kız / erkek ismi?
 Kız Rüya.Erkek Yiğit(çocuklarım olursa isimlerinide öğrenmiş oldunuz:)

7. En sevdiğin kitap?
İşte bu baya zor.Seçim yapmam gerekirse Kafka Dönüşüm derim.

8. En sevdiğin yerli / yabancı oyuncu?

Yerli oyuncu tabi ki önce Ferhan Şensoy sonra Haluk Bilginer.Kadın olarak da Vahide Gördüm.
Yabancı oyuncu Tom Hanks,Al Pacino,Robin Wiliams.

9. En sevdiğin yerli / yabancı film?
Aşk Tesadüfleri Sever..ve tüm Türkan Şoray filmleri:)

Fight Club,The Game bide Sex and the City ler:)

10. En sevdiğin yerli / yabancı dizi?
Ezel çok ayrıydı ya..
Friends(Miam sayesinde 10 sezonu da izledim ve galiba tekrar izleyeceğim onlarsız yaşayamıyorum gibi bişey)bide Sex and the City.Muhteşem kadınlar ya..sırf Carrienin ayakkabıları için bile izlerim:)

11. En sevdiğin yerli / yabancı şehir?
İzmirim canım izmirim dünyadaki hiç bir yere değişmem..
Paris kesinlikle Paris..İnşallah gideceğim bir gün.Lonrada güzeldir ama 2.tercihim olsun.

12. En sevdiğin gazete / gazeteci?
Sözcü.Hürriyeti de okuyorum.Emin Çölaşan.Yılmaz Özdil ve Ayşe Armanı seviyorum.

13.  En sevdiğin mevsim / gün / ay?
Yaz kesinlikle alternatifsiz:)16 ağustos..

14. En sevdiğin kıyafet / kıyafet tamamlayıcısı / takı?
Ben yazın elbiseciyim başka bişey giymem desem yeri.Kışınsa kesinlikle tayt üstüne şık bluzlar kazaklar..

Ayakkabı ve çanta..ikisi de inanılmaz önemli benim için.Çanta da renk zıtlığını severim.
Takı dönem dönem değişiyor bazen yüzük bazen kolye vs.şu an kolye dönemimdeyim yazın bileklik takıntım vardı mesela:)

15. En sevdiğin makyaj malzemesi / bakım ürünü?
En sevdiğim tip soruya geldik:)Allıklarım vazgeçilmezim.Çünkü acayip kansız ve soluk beniz olduğum için allıksız bakkala bile gitmem.Favorim The Balm Cabanaboy.Bide şu an Sephoranın yeni fondöteniyle aşk yaşıyorum:)
Bakım ürünü Bence saf gülsuyu yüzde mucizeler yaratıyor bide Nivea q10 gece kremime bayılıyorum şu sıralar.

16. En sevdiğin çizgi karakter?
Ya ben Pepee yi çok seviyorum.Nasıl bişey bilmiyorum ama şarkılarını bile ezberledim çok tatlı bişey ya..

17. En sevdiğin anı?
Aslında öyle çok ki..yaşadığım her an için kendimi çok şanslı sayıyorum ama elbette canımdan çok sevdiğim adamla evlendiğim gün en güzel günümdü..o gün uyanışımı,hazırlıklarımı,yüzüme buz sürmemi(cildim canlansın diye:)kuaföre gidişimizi,ablam ve annemim kocaman gelinliğim odamı kaplarken bana giydirmeye çalışmalarını,damat bey ve ailesinin imam nikahı ve dolayısıyla heryere gecikmesini,fotoğrafçıyı sonra ucu ucuna nikaha yetişmemizi..eş ilan edildikten sonra yakınlarımızla doyasıya eğlenmemizi ve elbette balayımızı unutmam imkansız..

18. En sevdiğin özelliğin?
 Pozitifliğim dolayısıyla gelen ve herkesin şebeği olmamı sağlayan neşem.


19. En sevdiğin his?
Sağlıklı olduğumu hissetme hissi.Yani o gün ağrısız,canlı,hareketli,sorunsuz bir gün geçirebiliyorsam bu benim için en güzel hediye:)
 

20. En sevdiğin canlı?
hımm ailem hariç insanlardan çok haz etmiyorum açıkçası.Ama köpekler öyle mi ya?karşılıksız,çıkarsız,çok güzel bir sevgi..köpeğim dünyanın en güzel yaratığı bence.

ups insana cidden bitmeyecekmiş hissi veriyor.Cevaplaması çok zevkli bir mimmiş.Kimseyi mimlemiycem çünkü kimse yapmıyor sonra kaale alınmamışım hissine uğruyorum bu da sevmediğim hislerden biri:)o yüzden hoşuna giden herkes yapsın lütfen..