Bir gün feci bir yağmur yağdı fırtınayla birlikte..her yer alt üst haliyle benim aklım kuşlarda.Yağmur biter bitmez koştum ve korktuğum olmuştu ağacın altında yerde 4 tane et yumağı yavrucuk.Ağlayarak babama seslendim.Birini hemen aldım diğerlerinide annemle babam aldı.Elimizde nefesimizle ısıttık.Nasıl soğuktu vücutları donmuşlar resmen.Öyle kötü görünüyorlardı ki..ellerimizde hareketlendiler,ısındıkça kanatlar bacaklar oynamaya başladı..Hemen bir kalburun içine havlu koyup yerleştirdik.Uyudular bol bol sonra ağızlarını açmaya başladılar bizde beslemeye başladık.
İlk gün sadece sulu ekmek verdik.Sonra netten baktım ki bu kuşcuklar etçil.Yumurta beyazı sarısı iyice karıştırıp pişirin verin yazıyordu bildiğimiz omlet yani.Benim yavruların favori yemeği omlet:)O kadarla kalmadı tabi solucan yemeleri gerekiyor haliyle bizde bol bol bulduk canlı olarak ve ben hayatımda ilk kez yavrular için elimle canlı solucan tutup bebeklere verdim.O kocaman solucanları savaşa savaşa nasıl yediklerine inanamazsınız.Annelik böyle bişey demek ki insan herşeyi yapabiliyormuş.Sabah sabah kalkıp kakalı havlularını yıkamak da dahil:)
cennete..Cingöz,Mülayim(müloş yada meloş)ve obur bizimle.Şu an yandaki gibiler.Evet hepsini ayırt edebiliyorum.Cingöz inanılmaz hareketli şu anda ufak ufak uçma talimlerinde,mülayim adı gibi hareketsizdi hep ve son günlerde farkettik ki tek kanadı sakat yemesi güzel ama çok üzüyor beni hali öyle hareketsiz..Obur da adı gibi feci yiyiyor en küçüktü şu an en iri oldu o da çok hareketli.
Gece uyuyorlar saat 10 gibi sabah da 06.30 da "anneee yeter artık uyuduğun açız bizz" diye yani ciiikk diye yırtına yırtına bağırıyorlar hemen uyanıyorum doyuruyorum karınlarını sonra babama emanet ediyorum birkaç saat. Öyle akıllılar ki acıkınca uçup yere inip babama haber veriyorlar yemek yiyene kadar huzur yok.Babam yoksa benim odaya yöneliyorlar cak caak diye kaldırıyorlar felaket zekiler ya..
Öyle alıştım ki o güzel ötüşlerine,onları sevmeye,onlara bakmaya ne yapacağım gittikleri zaman hiç bilmiyorum..