30 Aralık 2011 Cuma

İyi Seneler..


Canlar Cankuşlar
birazdan pandiş beni almaya gelecek.Yeni yıla kocamla ve ailesiyle gireceğim.Yeni yılınızı kutlamadan gitmek olmaz.Ben bir yeni yıl yazısı yazmadım, dilek listesi da yapamayacağım çünkü bir tek dileğim var sağlık. Sağlık olduktan sonra tüm insanların içlerinde herşeyi yapabilecek güç olduğuna inanıyorum.Bence mutlu olmakta,huzur da,aşk da insanların içinde var olan ve hazır olduklarında yaşayabilecekleri şeyler..Umarım hazırsınızdır:)

Sizlere sağlıklı,mutlu,aşk ve şans dolu bir yıl diliyorum..

Bu yıl başıma gelen en güzel şey sizlersiniz:)Yeni yılda da hep benimle olmanızı diliyorum..

Sizi çok seviyorum.

29 Aralık 2011 Perşembe

Erkeklere hediye alma işkencesi

Bunu yaşayan tek ben miyim acaba diye düşünüyorum bazen blog ama bakıyorum yok değil..Kiminle konuşsam aynı dert.Bir erkekle uzun süredir beraberseniz çok fena yaratıcı bir kadın bile olsanız hediye seçeneğiniz tükeniyor ve aynı yere bağlıyorsunuz.

Şimdi ben pandişimle 4 seneyi aşkındır beraberim ooo evlilik yıldönümleri doğum günleri,yılbaşları,tanışma yıldönümleri filan derken baktım ki hep aynı tarzda dönüyorum.Ya ne alınır ki yani bir erkeğe? Sonuçta biz kadınlara milyon tane giysi çanta ayakkabı,parfüm,bujiteri vs.alsan az gelir hemde havalara uçarız..ama arada romantik hediyeler isteriz çiçek,çikolata,sevimli ayıcıklar filan..düşünsene blog ya ben götürüp pandişe ayıcık hediye etsem adam bana deli demez mi yaa??

Ee ne yani hep giysi,parfüm,saat filan mı alınacak adama.Düşün ne sıkıcı hımm 15.senemizdeyiz hatırlıyorumda 5.ve 8.sene de de bana aynı tonda mavi gömlek almıştı..diyecek adam.Yaratıcı olmalıyım ki öyleyimdir iyide söylesene blog bir erkek göster bana ki sevgilisinin ona yazdığı şiirlerden,mektuplardan oluşmuş defteri saklıyor,açıp açıp ona hediye ettiği özel çekilmiş fotolara bakıyor(romantik foto yani kötü niyetli olma:)..Varsa numunedir öpün başınıza koyun koyabilirseniz:)ben pandişi söyleyeyim mesela bir kaleme ikimizin adlarını yazdırdım ve kullanırsın ne güzel dedim.Sonra o kalemi annesinin evinin çekmecesinde bulup geri aldım "aaa unutmuşum" dedi..şimdi bişey söylicem ama kocam yani arkasından olmaz yüzüne söylerim ben onun:)

Düşünüyorum bu yılbaşında bişey yapayım ama böyle hem anlamlı olsun hem de hep yanında,üstünde bulunsun..

Fikri olan söylesin lütfen dostlar..Olmuyo bir türlü bişey çıkmıyor benden..

27 Aralık 2011 Salı

Acil Servis:):)


Şimdi diyorsundur ki blog acil servis yazıp yanına gülücük konuduracak kadar saçma bir tip olabilir mi?valla olur hem de tam karşında:)çünkü Acil Servis artık böyle sıradan bişey benim için,sağolsun çok sık bağrına basar böyle şefkatli kollarına sarıp sarmalar beni..Tamam çok fena şeylerde olabiliyor ama ben daha çok gülüyorum acilde çünkü ne komik şeylerin yaşandığına kimse inanamaz:)

Bugün uyandım,kahvaltımı yaparken hapşurdum,annemden mendil istedim bide baktım ki kan!baya kanıyor işte burnum tabi kan sulandırıcı kullandığım için doktorumu aradım ve hooop kendimi acilde buldum.Hiç merak etmeyin basit bir burun kanamasıymış zaten şerefsiz kan acildeki doktoru görür görmez durdu..

Tabi bunlar beni hemen çıkartmaz,ıncık cıncık araştırır bende kulağımda ıpodla yatarım ve insan manzaralarını izlerim.Bugün  hani bir arabaya kaç fil sığar geyiği gibi küçük bir odaya kaç sedyeli hasta sığar durumuna birebir şahit oldum.Küçük bir odaya 9 sedyeli hasta sığıyormuş duymadık demeyin:)anam nasıl fena nasıl fena yav hiç tanımadığım insanlarla aynı yatakta yatıyormuş gibi hissettim.Gülmeyin yav gayet ciddiyim.Yanımdaki adam az kalsın pandişin yerini alacaktı o derece:)ehehe karşımdaki teyzemin yanında küçük bir boşluk vardı orayada sedye getirdiler teyzem böyle kaldırdı kafayı yanındaki hastaya dediki "nereden geldin sen niye beni rahatsız ediyosun alla alla"koptum tabi o sırada..kadıncağız zaten acılı kalakaldı öyle ben atladım "teyze sizi çok yakın görmüş kanı kaynamış olmalı ki onca boş yatak arasından seçip yanınıza geldi şöyle bir bakın isterseniz etrafa" dedim.Teyzem baktı ki ne yeri koridorda bile sedye var sustu tabi ama odadaki herkes  kıs kıs gülüyordu:)

Sonra ben baktım olacak gibi değil yanımdaki teyzemin boğazı şiş kadın beni çok sevdi aman bir muhabbet, hastane muhabbeti de pek çekilirdir dostlar" ay benim 3 ameliyatım var böbreğim yok salak doktor dikmemiş" falan filan yav sanki altın günündeyiz teyzemde doktor dedikodusu yapıyo arada da bana doğru öksürüyor aman dedim ben kaçar aradım taradım kadın doğum odasında yer buldum doktoruma söyledim ok verdi geçtim.sonra bi baktım ki kadın doğum kontrol sedyesine amcamın biri geldi yattı!!buyrun burdan yakın ben şaşkoloza döndüm, lan cidden hamile filan biri gelse yer kalmadı kadına hadi ben kadınım da amcama ne oluyor.

Öğrendim ki kolu kırılmış. Amcamı kontrole geliyorlar yat diyorlar amcam diyo ki ben gezeyim sedye ıslak!sonra bi dolaşıyo geliyor dolap gibi bişey var diyor ki şunu sileyim üstü ıslak!!!konuşuyor tüm cümlelerin sonu ıslak!!!ahaaa anladım ki amcamın kırık olan yeri sadece kolu değil:)kapıyı açık bırakalım diyorum yok yok diyor kapatıyor sonunda odanın ışıkları kapatıp beni içerde bırakıp gitmesiyle anladım ki bu odada bana ters!!

Ben mobil hastayım anlayacağınız o oda senin bu oda benim geziyorum,herkes tanıdığı için de pek sorun olmuyor.En son travma odasına gittim.Benim gibi sakarların mekanı,bacaklar sarılıyor,dikişler atılıyor filan..Bir kadın vardı odada elinde ciddi bir kesik pansuman filan yapıyorlar dikiş atacaklar kocası yanında anam anam vah abim ölmüş de ağlayanı yok.Doktor geliyorum deyip arkasını döndüğü an kadın başlıyor "hep senin yüzünden oldu sabah sabah ayva istemeseydi canın bunlar başıma gelmeyecekti"????ahh başımı yaktın sen benim hayatım böyle geçti bıla bıla bıla"..ben tabi arkamı dönmüş kıkırdıyorum kadının bağladığı yere bak yani..off adam orada nasıl cinnet geçirmedi şaşkınım zaten hissizleşmiş adam hiç sesini duymadım pusmuş gariban.Valla çığlık atıp "yeteeer"demek üzereydim ki doktorum geldi tamamdır tahlillerin iyi çıkabilirsin dedi.

Halbuki eğlence yeni başlamıştı:)aman şaka bi tarafa Acil servisin en güzel tarafı oradan çıkabilmektir cankuşlar..

24 Aralık 2011 Cumartesi

Lösev Yeni Yıl Hediyesi


Cankuşlar
Lösev yeni bir kampanya düzenliyor ; Facebook sayfası yeni yıla kadar 150.000 beğeniye ulaşırsa 10 lösemili çocuğa bilgisayar hediye edilecekmiş.Lütfen katılın ve mümkünse sayfanızda yayınlayın.Bu çocukların hepimizin desteğine ihtiyacı var.

21 Aralık 2011 Çarşamba

Pandiş ameliyat oldu..

Çok fena kayboldum biliyorum blog.Sakın seni ihmal ettiğimi düşünme ama hayatta senden de çok sevdiğim biri var bunu biliyorsun:)Benim tatlı pandiş kocam ameliyat oldu..Artık o da safra kesesizler derneğimize katıldı..Aslında herkes bu ameliyat için ay şöyle basit aman ne varki filan der ya ben de diyorum ki" yaa buyrun olun o zaman bide ameliyat çıkışı dinleyeyim ben sizi:)"

Pandişle taşlarımız aynı anda ortaya çıktı yediğimizden mi içtiğimizden mi artık bilemiyorum ama önce ben ameliyat oldum durumum hassas olduğu için.1 yıldan fazla zaman geçti şimdi de o ameliyat oldu.Gerçekten keşke ben 2.kez ameliyat olsaydım dedim o derece yani..çünkü insanın bu derece sevdiği birinin ameliyata girişini görmesi,çıkmasını beklemesi sonrasında onu acı çekerken görmesi çok ama çok zor..Şükür ki çok güvendiğimiz bir doktorla, çok iyi bir hastanede oldu ameliyatını.Biz cafede ekrana bakarak bekledik başka şansımız yoktu ameliyathane içinden girş çıkışlar yapılıyor önünde beklemenin anlamı yok yani..ameliyata 9.13 te girdi ve 10.07 de herşey bitmişti ben ekrana kilitlendim, allahım zaman nasıl geçecek deyip durmadan dua ederken bir baktım bitmiş..şoka girdim resmen benim ameliyatım 4 saat sürmüştü:)aynı ameliyat yani inanamadık..ama cidden çıkmış, cerrahı inanılmaz bir adam..sonra geldi tabi kendinde değil o halleri hem acılı hemde komikti..herşey yolunda çıktı ya çok mutluyduk..

O gece refakatçiydim. Hayatımda ilk kez hasta değil refakatçi olarak kaldım hastanede ve çok tedirgindim; her an gözüm üstünde,serumumu bitti ya bişey söyler duymazsam diye gece uyudum mu hatırlamıyorum..ama çok şükür herşey bitti ve pandiş çok iyi..

Bugün 12.günü ameliyatı kapalı olduğu için rahatlıkla yürüyor, iştahı çok yerinde,kendisi yatıp kalkıyor bende tüm bu sürede her an ona bir bebek gibi baktım..çocuğum yok o benim bebeğim işte:)Kayınvalidemlerde kalıyoruz yemek,temizlik yapmak gibi şeyler üstüme kalmasın diye böyle yapalım dedik benim de gücüm durumum malum..çok şükür beklenenin üstünde bir performansla hiç hasta olmadım onca yorgunluk ve uykusuzluğa..Orada bilgisayarım yok olsada zaten vaktim yok.Bu yüzden en çok blogu özledim:)

Bende kendi doktorlarımı görmek için annemlere geldim,pandiş artık çok iyi diye onu bikaç günlüğüne bıraktım..çünkü benim nazlı bebeğime 2 haftalık rapor yetmedi 3 hafta yaptıracakmış doktora:)birkaç gün burada kalıp geri döneceğim pandişe.Garip olan ya bari son hafta evimize geçelim ben bakıyorum zaten sana yemek yapmak da sorun değil, yorulmam korkma diyorum yok istemiyor, illaki orada hepimizle kalacakmış annesinin koltuğu daha rahatmış..diyorum ya kocam kocaman bir bebek yani..ama olsun ya onu öyle seviyorum ben:)

Garip olan ne biliyomusun biz pandişle 60 yaşında çiftlerin yaşayabileceği herşeyi yaşadık.Evlendiğimizden beri o 2 kez ameliyat oldu ben 1 ameliyat ve malum çok feci şeyler yaşadım..Aramızda farklı bir bağ var giderek güçlenen..Sanki hep birlikteymişiz,ayrı olduğumuzda yokmuşuz gibi garip bişey..Allah ayırmasın inşallah..

Şimdilik bu kadar blogcum,tüm kemiklerim sızlıyor hani yorgunluk çıkması diye bişey var onu yaşıyorum şu anda.Gideyim biraz daha uyuyayım en iyisi.Yine yazarım daha buralardayım.

çook öptüümm bide çok özlemişim be..

6 Aralık 2011 Salı

Çok Yönlü Blogger Ödüllerine Hoşgeldiniz!!

 

Şu an kendimi çok iyi ve çok mutlu hissediyorum.Blogu açtığımda o kadar da pozitif hislerle dolu olduğumu söyleyemem..Saatlerce hastanede doktorumu bekledikten, psikologumla randevu için 5dk lık görüşmemi yaparken bile sulu gözlülüğümü gösterdikten sonra bir anda böyle hissedebileceğimi asla düşünemezdim ama candostlarım bana ödül vermişler ve mimlemişler.Ödülüm ÇOK YÖNLÜ BLOGGER Ödülü..Bana bu ödülü veren canların yazdıklarını görünce her şeyi unuttum:)Hemen mime başlıyorum..
Kural 1; Ödülü bize veren kişiye teşekkür ediyoruz ve blogunun linkini veriyoruz.
 Her zaman yanımda olan bloguna hayran olduğum çok çook sevdiğim pembe prenses Miama
Yazılarını hevesle beklediğim,sıcacık,temiz yürekli,headerımı bana hediye eden Missbone'a
İnanılmaz eğlenceli ve sevimli,tanıdıkça içimi ısıtan gerçek bir masal kahramanı Polly me
Hayallerimdeki şehirleri bana tanıtan,fikirlerine ve duyarlılığına bayıldığım Crazywomanrosemary'e
çok çok çoook teşekkür ederim.
Bu bloglar aynı ödülü benden çoktaaan aldı zaten..bazen güldüm bazen duygulandım satırlarıyla..usul gereği onları mimleyemiyorum sanırım.Ancak şunu da söyleyeyim
sizi sevdiğimi biliyorsunuz dimi kızlar??

2- Hakkımızda 7 gerçek paylaşıyoruz:

1. Çok sevgi dolu hatta sterilize diyebileceğiniz bir ortamda büyüdüm.Her zaman koskoca bir ailenin sevimli kızı oldum,bu yüzden tüm insanları iyi sayar ve herkesin beni sevmesini beklerim.En sinir olduğum yönüm bu herkes beni sevmeli tribi, bir kişi bile sevmezse kalbim acır.Tuhaf ama durum bu..

2. oha diyeceğiniz bişey itiraf edeyim.liseden sonra hep kilo sorunu yaşadım taaa ki hastalanana ve küt diye 10 kilo verene kadar.Aynanın karşısına geçince çökmüş yüzüme bile aldırmadan "oha ya nasıl zayıfım haha hasta olmak güzelmiş ya"dedim!!!(allahım sen affet:)

3. Ben 17 yaşından başlayarak 28 yaşına kadar bulduğum her fırsatta içtim!ne yalan söylicem ya adı gerçek şeysi..:)alkolü çok fena severim ama öyle bildiğiniz gibi değil 5 duble rakıdan filan bahsediyorum erkeklerle iddaaya girip kazanan cinstendim:)Neyseki Allah erken uyarı sinyali gönderdi de beni sirozdan kurtardı:)yoksa sonum alkolizm ve siroz olabilirdi:)ehehe

4. Çılgın,çatlak,sakar,yerinde duramayan,inatçı ve acayip özgürlüğüne düşkün bir tip olmama rağmen erkek milleti hep beni sevmiştir:)o da onların sorunu ben nedenini hiç bilemedim , bende bi durum yok yani..Arkadaşlarım Allah da sağlığı kısmış senden ama bunu bol bol vermiş derlerdi.6 kez evlenme teklifi aldım(hepsi sevgilim değildi elbet:) kaçını kabul ettiğimi söyleyemem:)ama sonuncusuyla evlendim orası kesin:)

5. Tatlıyı hiç sevmem,nasıl tiksinirim yani demeyi çook isterdim:)ama tatlı en büyük zaafım.Pasta,baklava,sütlü tatlılar,dondurma vs.hiç ayırt etmem.Bu halde bile ufak ufak derken 1 paket pişmaniyeyi yemişim.Nasıl kaşınıyorum anlatamam.Çünkü arkadaşlar bana TATLI YASAK!!Ama çüş yani tamam tuz dediler eyvallah tuzu sildik yemesem de olur ama tatlı yemeyeceğim bir hayat olamaz yani bende sütlü tatlı ve dondurma canavarıyım artık:)

6. Gökgürültüsü ve deprem fobim var.Çocukluğumdan beri kurtulamadım.Yağmur başladı mı ödüm patlar,hele o korkunç sesler başladı mı kulağıma pamuk tıkamak,koskoca 25 yaşındaki halimle bile anne babamın yanında yatmak:)ciddiyim yaptım bunu,yatağın altına girmek dahil herşeyi denerim ve asla yalnız kalamam o zamanlarda.Deprem oluncada kimse beni o binada tutamaz.Hemen çıkmalıyım..

7. Blog dünyasını 2009 yılında benim gibi hasta bir abladan öğrendim,bana blog aç yalnızlığın azalır dedi.Yapamadım..kim okur ki hasta bir insanın yaşadıklarını çok üzücü dedim..sonra kendim için yapmalıyım dedim kimse okumasa da..bikaç yazı yazdım kimseyle tanışmadan bıraktım blogu.Asıl istediğim paylaşmak arkadaş olmak,iletişim kurmak,yalnızlığımı azaltmakmış Sonra tekrar döndüm ve şimdi çok sevdiğim dostlarım benim hayatımı güzelleştiriyor her gün..
   Sizler çok özel ve önemlisiniz..İyi kide açmışım bu blogu.İyi ki sizleri tanımışım..

3- Sevdiğiniz 10 blogçuya bu ödülü verin ve verdiğinizi de haber verin:
Öyle çok blog var ki çok sevdiğim ve çok yönlü olduklarına inandığım.Ne yazık ki 10 tanesini seçmek zorundayım.Yazamadıklarımdan af dileyerek geçelim ödüllü bloglara:

Hayatımda gördüğüm en 10 parmağında 10 marifet insan,yaşam koçum inanırsak olur bence
Beni çok feci güldüren,çok zeki,eğlenceli ve duyarlı, ilk izleyicim bitanecik Leah
Artık yazmasa da her şeye dair fikri olan, mantık adamı,inanılmaz gözlemci BİS
Canım hemşehrim,inanılmaz dolu ve entellektüel Ezgi'nin günlüğü
Duygularını ifade edişini,kalemini çok sevdiğim Ankarada üşümememi sağlayan canım Lazanya
Her daim gülümseten, blogdaki müzikleri ve şiddet gören kadınlara yönelik duyarlılığıyla  Ekimoza
İlk günden beri hocam,hayata dair dersler aldığım ve benden desteğini hiç esirgemeyen Profösör
Beni ilk bloguna girdiğim gün etkisiyle sarsan ve içini çok güzel yansıtan Tinker
Yazılarında tüm gerçekçiliğini hissettiren bazen beni şok edecek,gerçek bir yazara dönüşen Bipass
Hayata bakışını,okuduklarını yorumlamasını,blogunu çok sevdiğim Elayza

Bu bloglar aynı zamanda mimlidir..

Yazamadıklarım içimde kaldı kötüymüş bu ya..Öylesine sevdiğim candostlarım var ki daha..Onlar kendilerini biliyorlar..

Hepiniz eşsizsiniz benim gözümde..

5 Aralık 2011 Pazartesi

Başlığı olamayan yazı..

Beni merak ettiğini biliyorum sevgili blog.Bugüne dek çok şey paylaştık.Sen benim dudağımdaki tebessüm oldun,içimdeki umut,yapabildiğim tek şey,hayatta iyi insanların olduğunu gösteren ve kısa zamanda çok sevdiğim dostları bana kazandıran bir bağ oldun,çok şey belki herşey oldun kısaca..Ama ilk kez bu kadar kırık döküğüm..soru işaretli zamanlarımdaki gibi değil,tüm gerçekliği olanca çıplaklığıyla kabul etmenin zorluğunu yaşar gibi yorgunum..


Binbir umutla,endişeyle,ümitle,sorularla çıktım Ankara yolculuğuna..İlk seferinde acımadı canım Doktorumun beni ben gibi bırakacağını hissettiğim için,durumumum stabil ve çok da kötü olmayan bir şekilde ilerlediğini düşündüğü için rahatlamış ve mutluydum..


Bu kez herşey değişti..Tahlil sonuçlarımı aldım ve yanına gittim.Uzun uzun inceledi ve notlar aldı ve dedi ki:senin için bir mucize yaratamam,30 yıllık bir hastalığı hemde komplike hale gelmiş bir sorunu yok edemem.Karaciğerinle birlikte vücudun çok büyük bir travma geçirmiş ve daha kötü hale gelmiş herşey ama kanının düşmesini vücudunun kendini yok etmesini durdurmalıyız.Sürekli ve çok sıkı bir takipte olmalısın ben bunu buradan yapamam.Çok çeşitli ilaçlar var ama ...adındaki ilaçla başlayabilirsin ve kan alman da gerekebilir.


Söylediği ilaç çok çok güçlü bir ilaç..Kanserlilerin,organ nakil hastalarının bağışıklığını bastıran bir ilaç ve ben kullanmak istemediğimi söyledim."seçeneğin yok.Biz hastaya ilaç verirken getireceklerini ve götüreceklerini hesaplarız ve bana inan senden gidecek şey çok kötü olabilir.."
oradan nasıl çıktığımı ve saatlerce ağladığımı söylemek istemezdim.Size nolucak ki çok güçlüyüm,korkmuyorum,kendimi köşeye sıkışmış,sona gelmiş hissetmiyorum demek isterdim..ama bu yalan olurdu..


Ben dirençli ve çok güçlü olduğumu sanıyordum ama her şey yıkıldı..içimdeki kaleleri kuşattı korkularım..Benim hayallerim vardı..çalışmak,hayata katılmak,en azından eski halime yakın olmak istedim hep ama olmuyor bir türlü olmuyor.Kronik hastalık apayrı bir serüven..
Bitmeyen,tükenmeyen,süründüren bir felaket..Adım umut ışığı benim en karanlık zamanlarda bile yaşam sevincimi,direncimi hep taşıdım ben ama en büyük korkum yavaş yavaş o ışığı kaybetmek..


Çok yorgunum..O ilacı reddetmek istiyorum,kullanmamak ve ne olacağını görmek..olacakları da kabullenmek isteğim aslında..ama buna hakkım yok..Aileme,kocama hatta bana zaman ayıran sizlere,beni gerçekten sevdiğine inandığım dostlarıma bunu yapmaya hakkım yok..

Korkuyorum,bir gün aniden hastaneye gitmekten ve size hoşçakalın bile diyemeden gitmekten korkuyorum..

1 Aralık 2011 Perşembe

Bir kadının Dramatik doğum günü 32 yaş:(


Geçen hafta cuma günü yazmak istedim ama olmadı..Neden mi?acayip sakar süper beceriksiz benim yüzümden elbette!çünkü bilgisayarımı 15 tane truva atı kuşattı düşün yani 1 tanesiyle adamlar nereyi kuşatmış 15 tanesine bilgisayar nasıl dayansın:)

Geçen Cuma benim doğum günümdü.Kaç yaşındayım biliyor musun?tamı tamına 32!!bildiğin 32 oldum acayip yaşlıyım ben:(hani okuyosun ya bir kadının en güzel yaşları 30-40 arasıdır,yok efendim 30 yaşından sonraki kadınların şöyle olgunlukları, böyle avantajları vardır.Külliyen yalan!züğürt tesellisi inanma..Bildiğin pörsüyosun sarkıyosun işte..bin krem sür,spor yap,parende at,estetik yaptır FARKETMEZ!!arkadaşım kabul et işte kıskanma yaşlandık biz..şimdi burda ayy 20 yaşında bir kızın cildine sahibim,saçlarıma bak 15lik valla,taş gibiyim genç kızlarla yarışırım diyosan bi dur düşün, geri dön bak madem o kadar mükemmelsin neden onlarla kıyaslıyorsun kendini???

Böyle napıyoruz biliyomusun  biz kadın milleti 30 yaşından sonra aynanın karşısına geçip tüh ya gözlerimdeki çizgi derinleşmiş hiii deyip göz kremi sürüyoruz,amanın mimik izime bak suratımda vadi var resmen deyip hemen yaşlanmayı engelleyici bişey sürüyoruz,ahh ya şu göğüslere bak lanet yerçekimi böylemiydin 10 sene önce deyip estetik planları kuruyoruz!!hele o selülitler..ben 20 yaşındayken hatırlıyorum  " Selülit ne lan bunlar manyak valla takmışlar kafayı ıyy potakal kabuğu mu" filan derdim şimdi ufff aramızda savaş var resmen savaş; fırçalarla,kremlerle saldırıyorum şerefsizlere azalsalar bile hep sinsi sinsi pusudalar biliyorum..

Bide genç görünüyomuşum ben kimse tahmin edemiyor yaşımı 32 oldum diyorum "yok artık şaka mı" diyen oldu ciddiyim ya..sevinsem mi üzülsem mi bilemedim..o kadar korkunç mu duyuluyo arkadaşım yaa!!

Amaaan yapıcak bişey yok hayat bu yaşlanılıyor işte.Tüm bu savaşa rağmen ben hayatı,yaşamayı,her anı sevdiğim için yaşlanmayı da seviyorum.Bu benim dünyadaki 32.yılım ama 2.hayatımında 4.yılı:)Bu yaşımı görebildiğim, zor zamanlar geçirsem de yaşadığım için çok mutluyum.O yüzden benim doğum günlerim 4 senedir çok daha özel benim içinde,ailem için de..

Doğum günümü elbette pandişimle geçirdim beni her doğum günümde deniz kenarına balık yemeye götürürdü. Çok severim ya hele kalamar; allahım beni kalamar dolu bir buz dolabıyla bırak 1 ay başka şey yemeyeyim öyle bişey!kızartma yasak ya bana "amaan başlarım ya" deyip kocaman bir tabak kızarmış kalamarı mideye indirdiğim için her doğum günümün sonu mide fesatı olsada umrumda değildi!!Bu kez daha marjinal bir karar aldı pandişim ve beni Mexica yemekleri yapan bir restorana götürdü,ben böle şımşıkırdak giyindim miniler filan açık body normalde asla izin vermez maçoyuzdur yani ama hiç sesini çıkarmadı..yavrummm yazıık.

Böyle manzarası manyak ötesi bir yer adı da tex mex.İzmirliler haa dedi şimdi duydum sizi:)gerçi yaz olsa daha iyiydi ama olsun.Hizmet güzel,yemekler güzel..Tahmin ettiğin şey doğru bir karaciğer hastası kalkıp da o kadar acılı,baharatlı şeyleri yiyemez elbet ama ızgara tavuk, salata , acısız sos ve alkolsüz biraları da olduğu için çok mutlu mesut yemek yedim.Son tavuk parçasını yiyemediğim için üzülen garsona valla patlamak üzere olmasam onuda yerdim ama nefes alamıyorum şu an dedim:)

Bütün şımarıklık haklarımı kullandım.Pandiş dönüşte özsütten pasta  ve istek üzerine bana kahveli puro aldı:)ahaha iyi ki hastayım dimi hasta olmasam kesin ya alkolden ya sigaradan giderdim zaten:)kızma olum bi tane içtim gerisini sakladım.Keyif şeysi o,böyle çok özel zamanlara saklanan içkiler olur ya onun gibi düşün.Saklıyorum gerisini, artık yaz tatili hatta seneye bile tüketebilirim yani.Gece oldu yatıcaz artık gerisini anlatmıcam..aaa sende çok özel sorular sorma yahu:)

Ertesi gün gidip en sevdiğim ev botlarından aldık,böyle leoparlı,pembe kurdeleli filan..hediyemi ben aldım böyle kendim karar veriyorum o alıyor. Seneler oldu evlilik yıldönümü,doğum günü derken zavallım ne alacağını bilemiyo bende kılavuzluk ediyorum:)

O gün gezdik,tozduk annemlere gittik orada bir pasta ve bir kutlama daha oldu. Batikten 3 tane şahane kazak almış annem dantelli mantelli.)ayy çok mutluyum."Yaşasın 32 olmak" bile dedim yani o derece..ehehe.sonraki gün pandiş çiçekler getirdi filan kısaca bildiğiniz doğum haftası benimki günü filan kalmadı artık..sorun değil 1 yıl da sürebilir benim için no problem:)

PS:Ben cuma günü Ankaraya gidiyorum yine.Asahharayla kahve içmek,Burcuyu ve Zeynoyu görmek hatta lazanya ve tipsy ile laflamak isterdim lakin hava çok soğuk canlar vaktimi otelde ve muayenehane de geçirmeliymişim.Doktorum bey öyle buyurdu:(ama sırf oradaki canları görmeye yaza gitmeyi düşünüyorum.

Sizi sevdiğimi söylemiş miydim?